Herkes İçin Daha İyi Bir İşyeri!..

Herkes İçin Daha İyi Bir İşyeri!..

Küçük bir işletmeyi başarıya ulaştırmak güç bir iştir. Böyle bir işi kendiniz işletiyor da olsanız, böyle bir iş için çalışıyor da olsanız, ya da her ikisini de aynı anda yapıyor da olsanız, endişelenmek isteyeceğiniz son şeyin sağlık ve güvenlik olduğunu düşünebilirsiniz. Sağlık ve güvenlikle ilgili konuların sadece büyük kuruluşların göz önünde bulundurması gereken konular olduğuna inanıyor olabilirsiniz. Yanılıyorsunuz – Sağlık ve güvenlik herkesi ilgilendirir.

Hem sizin için hem de çalıştığınız iş için büyük artıları vardır. Avrupa Birliği’ndeki birçok küçük işletme, sağlık ve güvenlik konularını işyerinin kalbiolarak ele almanın işverenlerin ve çalışanların hem kendileri hem de müşteriler için daha iyi sonuçlar elde etmelerine yardımcı olduğunu fark etmiştir. Sağlıklı bir işyerine sahip olmak, başarılı bir şirketin kalite yönetimi gündeminin esaslarından biridir.

Daha İyi Bir İş İçin Hep Birlikte

Sağlık ve güvenliği işyeri yönetiminizin kalbine yerleştirmek, sakatlıklardan ve sağlık sorunlarından kaynaklanacak giderleri önlemekle kalmayacak aynı zamanda yaptığınız işin verimliliğini de artıracaktır. İyi motive olmuş ve iyi eğitim almış istekli çalışanlar, bakımı iyi yapılan etkin donanım ve malzemelere sahip olduğunda daha yüksek kalite, daha yüksek verimlilik ve daha iyi ekonomik performansa ulaşmak mümkün olacaktır.

İyi eğitimli, etkin çalışanlarla yapılan işler genellikle kaliteli işler olarak değerlendirilir ve başarılı olur. Eğitimli bir çalışan olarak, size değer verildiğini hissedersiniz ve işvereniniz size saygı gösterdiğinde sizin saygınızı da kazanır. Daha sıkı çalışırsınız, iş daha iyi ilerler ve çalışmalar güven içinde tamamlanır. Sonuçta kendinizi hem mesleki hem fiziksel açıdan çok daha güvende hissedersiniz.

Sağlık ve Güvenlik Alanındaki Haklarınız

Avrupa Birliği’ndeki tüm ülkelerde işyerindeki güvenlik ve emniyet kalitesini yükseltmek için çalışanın sağlığını ve güvenliğini korumaya yönelik düzenlemeleri belirleyen bir mevzuat vardır. Bu kanunlar, işverenler ve çalışanlar için asgari yükümlülükleri belirleyen ve risk bulunan her türlü etkinlik ve sektörü ve her tür riskin önlenmesini içine alan Avrupa Direktifleri’ni (AB kanunları) temel almaktadır. Yürürlükteki bu mevzuat, çalışanları meslek hastalıklarından ve iş kazalarından korumayı ve mesleki tehlikeleri önlemeyi amaçlamaktadır. Sonuç olarak, AB’dekiher işveren, işyerinde çalışanların sağlığından ve güvenliğinden sorumludur ve bunun yanında yeterli kaynağı elinde bulundurmak, risk değerlendirmesi yapmak, çalışanlarını bilgilendirmek ve eğitmek ve çalışanlarına danışmak gibi tedbirleri almakla yükümlüdür. Ayrıca yine kanunlara
göre, AB’deki tüm çalışanlar (ister kadrolu çalışan, ister aracı olarak çalışan ve taşeronluk yapanlar olsun); sağlık ve güvenliklerini tehdit eden risklerin kontrol edildiği
ortamlarda çalışma, bir sendikaya üye olarak sendika tarafından temsil edilme ve işverenleriyle işbirliği yaparak sağlık ve güvenliklerini koruma hakkına sahiptir.

Ne Olursa Olsun İşyerinde Meydana Gelen Kaza ve Sakatlıkları Önlemek

Bir işverenin yönetim yaklaşımını oluştururken iş sağlığı ve güvenliğini bu yönetim yaklaşımının bir parçası haline getirmesi gerekliliğinin sebebi aslında ortadadır.

Ortada bunun sebeplerini açıklayan bir mevzuat olmasa bile, yaklaşımın bu şekilde oluşturulması mantıklıdır çünkü üretkenlik, kalite ve işyerinde güvenlik birbiriyle temelde ilişkili konulardır. Büyük, orta ölçekli, ya da mikro düzeyde her işletmenin en nihai hedefi, sakatlık ve hastalıkların önlenmesi olmalıdır. İşveren olarak kimsenin incinmesini istemediğinizi belirtmeye zaten gerek yok, ancak bunun da ötesinde, bir sağlık ve güvenlik stratejisi benimsemeniz için son derece iyi bir sebebiniz daha var: Kazalar ve hastalıklar pahalıya mal olur!

Sadece şu gerçekleri bir düşünün:

Siz ve çalışanlarınız üretken zamanınızın büyük bir bölümünü kaybedersiniz; yani söz konusu olan sadece sakatlanan ya da hastalanan kişi değildir.
• İşleyen bir süreç yavaşladığında yine üretim zamanından yitirirsiniz ve üretimi yeniden işler hale getirmek de zaman alır.
• Eğer ekipmanlara ya da binaya bir zarar gelmişse, bunların tamiri maliyetli olabilir.
• Sakatlanan kişinin yerine yeni birini işe almanız gerekebilir ve bu yeni çalışanın eğitimi zaman alır.
• Sakatlanan çalışanınızın maaşını ödemeye devam edersiniz, ayrıca buna bir de tazminat tutarı eklenir.
• Kaza ve hastalıklar diğer çalışanlarınızın moralini bozarak üretkenliklerinin azalmasına sebep olabilir.
• Ayrıca meydana gelen kazayla ilgili evrak işleriyle uğraşmak için de zaman harcamanız gerekir.

İşe Koyulmak

Şirketinizin, işyerindeki sağlık ve güvenlik sorunlarına karşı doğru müdahaleleri yapabilmesini sağlamak için doğru kaynaklara ve yeterliliklere sahip olmalısınız. İlk olarak, bir işveren olarak yasal yükümlülüklerinizin neler olduğunu belirleyin. Eğer şirketinizde birden fazla insan istihdamediliyorsa çalışanlar arasından bir sorumlu tayin etmeyi ya da dışarıdan hizmet veya danışmanlık desteği almayı düşünebilirsiniz. İhtiyacınız olan destek, hizmet vermekte olduğunuz sektöre, risklerin doğasına, işletmenizin büyüklüğüne ve ulusal yönetmeliklerinizde belirtilen koşullara bağlıdır. Uygulamaya bakacak olursak, bunlar, risk değerlendirme sürecinin olmazsa olmazlarıdır. Hatalı ya da yetersiz güvenlik prosedürleri ve ekipmanları, kötü havalandırma koşulları, bildirilmeyen işyeri kusurları, belki sizin bile farkında olmadığınız tehlikeli uygulamalar! Yapılan işle en yakın ilişki içinde olanlar çalışanlarınızdır. Neyin ters gidebileceğini onlar bilirler bu nedenle de risklerle ilgili ne yapılması gerektiği konusunda en iyi fikir verecek olanlar da onlardır.

Çalışanlarınıza Öncelik Vermek

Bir işletmenin en önemli varlığı sahip olduğu işgücüdür, tabii bu işgücü işini düzgün, dikkatli, etkin ve verimli bir şekilde yapıyorsa. Çalışanlarınızı ev müteahhitlerinizi yapacakları iş konusunda bilgilendirmenin gereği açıktır, ancak bunun yanında onlara karşılaşabilecekleri risk ve tehlikeleri anlatmak ve onları bu tehlike ve risklerden korumak can sıkıcı bir görev gibi görünebilir. Yine de, çalışanların yaptıkları iş konusunda uygun eğitimi almaları ve risklerden korunmalarını sağlamak işverenin önemli bir görevidir. Bir işveren, çalışanlarını, sağlık ve güvenliklerini tehdit edebilecek riskler, bu risklere karşı alınması gereken önleyici tedbirler, gerek duyulan ilk yardım tedbirleri ve bunların yanında, ciddi ve bir anda ortaya çıkan tehlikelerin söz konusu olduğu durumlarda izlenmesi gereken bina boşaltma prosedürleri konusunda bilgilendirmelidir. Verilen eğitim, işin güvenli bir biçimde yapılmasına ve yasalara uymanıza yardımcı olmaktan çok daha fazlasını sağlar. Başarılı bir iş performansına katkıda bulunur. İşyerinde etkin bir iletişim ağı oluşturmak ve işgücünün gerekli eğitimleri almasını sağlamak, başarılı işletmelerin kalite yönetim sistemlerinin anahtar bileşenleridir. Eğitimli çalışanlar çok daha verimli bir biçimde çalışabilir ve işverenlerinin kendilerine değer verdiğini ve saygı duyduğunu bilirler. İlk işe alınma döneminde, yapılan işte ya da çalışma biçiminde bir değişiklik olması durumunda ve işyerinde yeni teknolojilerin kullanılmaya başlandığı durumlardaeğitim verilmelidir. Verilen eğitimler ve bilgiler risk değerlendirmesinin sonuçlarına dayanmalıdır. Eğitim aşağıdaki hususları dikkate almalıdır:

Bazı görevler veya ciddi tehlike içeren bazı alanlara giriş izni, sadece söz konusu görev ya da durumla ilgili deneyimi/eğitimi olan ve doğru talimatlarla donatılmış çalışanlara verilmelidir. Elektrik işleri ve bakım aktiviteleri bu tür durumların tipik örnekleri olarak düşünülebilir.

Verilen bilgi, talimat ve eğitimler konuya / düzeye uygun ve anlaşılır olmalıdır. Örneğin, işgücünüzün arasında engelli çalışanların bulunması halinde, iletmek istediğiniz bilginin engelli çalışanlarınızın ihtiyaçları doğrultusunda farklı formatlarda / biçimlerde sunulmasının gerekebileceğini göz önünde bulundurmalısınız.

İşverenin göz ardı etmemesi gereken diğer bir konu da bazı kategorilerdeki çalışanların diğer çalışanlara göre daha büyük kaza riski altında olduğu ve alınacak tedbirlerin planlaması yapılırken bunun da dikkate alınması gerektiğidir. Aynı dili konuşmayan ve güvenlik talimatlarını okuyamayan yabancı uyruklu çalışanlar ya da verilen iş konusunda beceri sahibi olmayan geçici çalışanlar bu kategorilere örnek olarak verilebilir. Bunun yanında genç çalışanlar ya da işe yeni başlayanlar da yeterli deneyime sahip olmamaları nedeniyle, belirgin olmayan hatta hiç beklenmeyen bir tehlike teşkil ederler ve sonuç olarak gözetime ihtiyaç duyarlar. Aslında bu kategorilerde bulunanların yaralanma kayıtlarının oranı daha yaşlı ya da daha deneyimli çalışanlarınkine göre oldukça yüksektir. Diğer taraftan, belirli bir yaşın üzerindeki çalışanlar da gerekli olan fiziksel performansı sağlayamayabilir. Sağlık ve güvenlik tedbirleri, yapılan işi çalışanların güvenli bir biçimde çalışmalarını sağlayacak biçimde uyarlayarak çalışanları korumayı hedeflemelidir, onları saf dışı bırakmayı değil – çünkü herhangi bir çalışanın yapılan işin dışında bırakılması ayrımcılık olarak değerlendirilebilir.

Çalışanlarıyla ilgilenen işveren akıllı bir işverendir. Çalışanlarınızın görevlerini yerine getirirken karşı karşıya kaldıkları risklerle ilgili olarak etkili bir sağlık gözetimi yürütülmesini sağlayın. Sağlık gözetimi, çalışanlarınızın belirli aralıklarla sizi sağlık durumları konusunda bilgilendirmesinden ibaret de olabilir, ya da düzenli aralıklarla nitelikli bir sağlık uzmanı tarafından sağlık değerlendirmesine ya da hatta uygun yeterlilikteki bir doktor tarafından sağlık muayenesine tabi tutulmalarını da içerebilir.

Çalışanların ve temsilcilerinin, sağlık ve güvenlik çalışmalarına aktif olarak katılma hakkı vardır. Risklerin önlenmesine yönelik iyi uygulama örnekleriyle yapılan çalışmalar, işgücünün görüşüne başvurulması ve işgücünün kendi bilgi birikimi ve deneyimlerini kullanarak aktif katılımının en önemli başarı faktörlerinden biri olduğunu göstermektedir.

Bu nedenle çalışanların bu sürece dâhil edilmesi yasal bir yükümlülük olmanın yanında mantıklı bir yaklaşımdır.

Sağlık ve güvenlikle ilgili olarak, işveren:

  • Çalışanların/ve/veya temsilcilerinin katılımını sağlamak için onların görüşlerini almalıdır,
  • Çalışanlara ve/veya temsilcilerine risk değerlendirmesinin sonuçları hakkında bilgi vermelidir,
  • Çalışanları ve/veya temsilcilerini önleyici tedbirlerin oluşturulması sürecine dâhil etmelidir,
  • Çalışanların ve/veya temsilcilerinin işverenden uygun tedbirlerin alınmasını talep etme ve bu konuda önerilerde bulunma hakkına saygı duymalıdır.

Risk değerlendirmesi için gerekli olan bilgilere ve kaza raporlarına erişmelerine izin vermeli, çalışanlarına ücret kesintisi olmaksızın izin vermeli ve işlerini yapabilmeleri için gerekli olan araçları temin etmelidir.

İşverenin çalışanlarının görüşüne başvurmak zorunda olduğu konular arasında; önleyici tedbirler, acil durum prosedürleri, sağlık ve güvenlik eğitimi de bulunmaktadır. Tüm ayrıntılar ulusal mevzuatta belirtilmiştir ve buna göre şirketteki çalışan sayısına bağlı olarak bir güvenlik komitesinin kurulması da gerekebilir.

Özet Kaynakça: Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı OSHA Yayınları, Herkes İçin Daha İyi Bir İşyeri