Çocuk ve Ergenlerde Kaygı Bozuklukları

Çocuk ve Ergenlerde Kaygı Bozuklukları

Kaygı, kişinin bir uyaranla karşı karşıya kaldığında yaşadığı, bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren bir aşırı uyarılmışlık durumudur. Yaşanan bu kaygı çok yoğun ise, kişinin enerjisini verimli bir biçimde kullanması, dikkatini ve gücünü yapacağı işe yönlendirmesi engellenir. Kişi potansiyelini tümüyle kullanamaz ve istenen performansa erişemez. Çocuk ve ergenlerde kaygı durumuna oldukça sık rastlanmaktadır.

Kaygı, kişinin bir uyaranla karşı karşıya kaldığında yaşadığı, bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren bir aşırı uyarılmışlık durumudur. Yaşanan bu kaygı çok yoğun ise, kişinin, enerjisini verimli bir biçimde kullanması, dikkatini ve gücünü yapacağı işe yönlendirmesi engellenir. Kişi potansiyelini tümüyle kullanamaz ve istenen performansa erişemez. Çocuk ve ergenlerde kaygı durumuna oldukça sık rastlanmaktadır.

Çocuklarda üç yaştan itibaren düşünme ve konuşma becerileri gelişerek nedensonuç ilişkileri kurmaya başlaması ile birlikte kaygılanma, korkma, duygularını belirgin bir biçimde yaşayabildiğini görüyoruz.

Çocuklarında kaygı belirtileri gören aileler, çocuklarını ciddi bir gözem altına alarak izlemelidirler. Kaygı bozukluğu bir akıl hastalığı değildir bu nedenle aile telaşa kapılmamalı ve bir hekime  başvurmayı ihmal etmemelidir. Anne ve babanın kaygısının çocuğa yansıdığı unutulmamalı, sakin ve güvenli ortamın sağlanması için özen gösterilmelidir.

Çocuklarda kaygı bozuklukları genellikle yaşadıkları ya da bekledikleri değişiklik ya da belirsizlik için duyulan korkudur. Kendisinin ve ailesinin yaşamının aksayacağı veya başarısızlık korkusudur. Yaşamış olduğu olumsuz bir deneyimin (istismar, terk edilme) ya da doğal felaketin tekrarlanacağı korkusudur.

Özel durum ve nesnelerden (asansör, kedi, köpek, kapıda kalmak, yükseklik, kapalı yer gibi) korkmasıdır.

Mikrop kapma, uğursuzluk gibi bazı olumsuz, yanlışlığını bildiği düşünceleri ve onlara bağlı davranışları durduramayacağı korkusu da kaygıya neden olur.

Ergenlerde ise buluğ çağı ve sonrasında arkadaş arasına alınmama, karşı cins tarafından beğenilmeme endişesi kaygı yaratır.

Birçok ergende kaygıya önemli neden sınavlar ve geleceğinin belirsizliği ya da başarısızlığı korkusudur.

Kaygı Belirtileri

Çocuklarda kaygı belirtileri arasında, hiçbir nedeni olmadan iç sıkıntısı ve buna bağlı huzursuzluk yaşaması, küçük çocuklarda uyku, beslenme ve tuvalet alışkanlıklarının
bozulması, kaygılarını net olarak ifade edemedikleri için çocuğun huzursuz, hırçın ve sinirli olması sayılabilir.Okul çağı çocuklarda ders başarısında düşme, uyku ve iştah sorunlarının olması, ergenlerde ise ders başarısında düşme, görünümüne özenin kaybolması, dönemin hırçınlık, karşı gelme gibi özelliklerinin daha şiddetli ve sürekli olması, bu hırçınlıkların arkadaş ilişkilerinde de yaşanması en önemli belirtilerdir.

Okul Korkusu 

Çocuğun ya da ergenin okula gitmesinin aşırı kaygıya yol açması ve gitmeme ile kaygısını gidermesidir. Genellikle eve özellikle anneye aşırı bağımlı olan çocuklarda nadiren de olsa okulda yaşadığı bazı olumsuzluklar sonucu ortaya çıkar.

Her yaşta olabileceği gibi sıklıkla okula veya kreşe başlama döneminde ortayaçıkar. Okul ortamına bağlı ise her yaş ve dönemde ortaya çıkabilir.

Doğal afetlerde geçici olarak gelişebilir Tedavisinde yukarıdakilere ek olarak; hekim-aile-okul iş birliği içinde okula devamı sağlanır. Bu iş birliğinde aynılık ve kararlı tutum, ceza yerine pekiştiricilerin kullanımı önemlidir.

Çocuk ve Ergenlerde Kaygı Bozuklukları Oluşma Nedenleri

• Nedenler gelişim dönemlerine göre değişir. Bir dönemde normal sayılan korkular (örneğin; asansör korkusu ya da bazı hayvanlardan korkma 5-6 yaşa kadar normal sayılabilir) ileriki dönemlerde kaygı bozukluğuna nedendir.

• Çocuğun kendisi ve ailesinin emniyetini sarsacak her türlü durum (örneğin hastalık, ölüm, ayrılma, deprem gibi afetler, istismara maruz kalması gibi)kaygı bozukluğuna neden olabilir.

• Bluğ çağına girmekte olan çocuğun bedeninde, görünümünde olan değişikliklerden dolayı bir süre kaygılı, telaşlı olması doğaldır. Ancak süre ve şiddeti fazla ise kaygı bozukluğuna yol açabilir.

• Ergenlerin kendini tanıma, özelliklerini değerlerini oluşturma döneminde çelişkiler, telaşlar, görünümü, arkadaşları ve toplum tarafından kabullenilmesi ile ilgili kaygılar yaşaması da doğaldır. Ancak bu telaş ve kaygıların süre ve şiddeti fazla ise kaygı bozukluğuna neden olabilir.

• Bireysel yapısına, aile içi tutumlara bağlı olarak aşırı hassas, alıngan, çekingen, evhamlı, aşırı, ihtiraslı, hükmedici, inatçı, ısrarcı özelliklerden bir ya da birkaçını taşıyan çocuk ve ergenler yaşamlarındaki strese yanıt olarak bu özelliklerinin abartılması ile ilişkili kaygı bozukluğu geliştirebilirler.

• Ülkemizdeki eğitim sistemi içindeki sınavlar bazı çocuklar için kaygı bozukluğuna yol açabilmektedir.

Nasıl Bir Tedavi Uygulanmalı?

Kaygının süresi ve şiddeti fazla, uyku ve iştah sorunları var ise, günlük işlevselliğini bozuyor ise hekim tarafından ilaç tedavisine alınmalıdır. Her bireyin ilaca yanıtı ve oluşabilecek yan etkiler farklı olacağı için hekim ile yakın iş birliği içinde olunmalıdır.

Ergenlerin sıkıntı ve korkularını gidermek için yanlış yöntemlere başvurabilecekleri dikkate alındığında, ilaç tedavisinin yanı sıra psikoterapiye alınmalıdır.

Yanlış ve abartılı düşünce ve korkuları tartışıp düzeltmek için psikolog ile davranışçı tedaviye gidilebilir. Gerektiğinde çocuklar oyun terapisi, grup terapisi veya aile terapisine alınabilir.