Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), keneler tarafından taşınan Nairovirus isimli bir mikrobiyal etken tarafından neden olunan; ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgular ile seyreden hayvan kaynaklı bir enfeksiyondur. Son yıllarda tedavide görülen gelişmelere rağmen, bu enfeksiyonlarda ölüm oranları hâlâ yüksektir. Bu virüsler 56ºC’de, 30 dakikada inaktive olur ve kanda 40 ºC’de 10 gün yaşayabilir. Özellikle, son 2-3 yıldır yaz aylarının korkulu rüyası haline gelen KKKA hakkında derlediğimiz yazıda, hastalıkla ilgili pek çok bilgi bulacaksınız

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ilk kez nerede tanımlanmıştır?

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ilk kez 1944 ve 1945 yılı yaz aylarında, Batı Kırım steplerinde çoğunlukla ürün toplamaya yardım eden Sovyet askerleri arasında görülmüştür. Hastalığa Kırım Hemorajik Ateşi adı verilmiştir. 1956 yılında Zaire’de ateşli bir hastada Kongo virüsü tespit edilmiştir. 1969 ise Kongo virüsü ile Kırım Hemorajik Ateşi virüslerinin aynı virüs olduğu belirlenmiş ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi olarak hastalık yeniden adlandırılmıştır.

KKHA bugüne kadar hangi ülkelerde görülmüştür?

Hastalık sıklıkla Afrika, Batı Asya ile Ortadoğu ve Doğu Avrupa’da görülmektedir. KKKA virüsünün Bulgaristan, Makedonya, Pakistan, Irak, Afganistan, İran, Kosova, Kazakistan, Sahra altı Afrika ülkeleri, eski Sovyetler Birliği, Yugoslavya, Yunanistan, Arap Yarımadası, Dubai, Kuveyt, Çin ve Moritanya’da salgınlar yaptığı bildirilmiştir. KKKA, 2002 yılında bahar ve yaz aylarındabazı illerimizde görülmüş ve Sağlık Bakanlığı’nın yapmış olduğu çalışmalar neticesinde hastalığın KKKA olduğu doğrulanmıştır.

Keneler nasıl tanınır ve nerelerde bulunur?

Kene otlaklar, çalılıklar ve kırsal alanlarda yaşayan küçük oval şekilli, 6-8 bacaklı, uçamayan, sıçrayamayan hayvanlardır. Hayvan ve insanların kanlarını emerek beslenirler ve bu sayede hastalıkları insanlara bulaştırabilirler. Ülkemiz, kenelerin yaşamaları için coğrafi açıdan oldukça uygun bir yapıya sahiptir. Türlere göre değişmekle beraber kenelerin, küçük kemiricilerden, yaban hayvanlarından evcil memeli hayvanlara ve kuşlara (özellikle devekuşları) kadar geniş bir konakçı spektrumları mevcuttur. Ülkemizde halk arasında kene, sakırga, yavsı, kerni gibi isimlerle bilinmektedir. Keneler zorunlu kan emici artropodlar olup, dünyanın her bölgesinde yaşamaktadırlar. Keneler morfolojik olarak diğer artropodlardan farklı olup, vücutları tek bir parçadan oluşmuştur. Vücudun ön tarafında ağız organelleri yer almaktadır. Günümüzde yeryüzünde yaklaşık 850 kene türü bilinmektedir. Hyalomma soyuna ait keneler en etkin ve yaygın olmakla birlikte, 30 kene türünün KKKA virüsünü bulaştırabileceği bildirilmektedir.

Kene yaşam döngüsü nasıldır? 

KKKA sebep olan Hyalloma türü keneler, çoğunlukla iki konakta gelişim ve yaşam döngülerini tamamlar. Larva ve nimfler küçük omurgalılarda (tavşan, kuş, fare, vb.) erginler ise büyük omurgalı hayvanlarda (koyun, keçi, sığır, at, yabani gevişenler, insan, vb.) konaklarlar.

Kimler risk altındadır? 

Hastalık, genellikle meslek hastalığı şeklinde karşımıza çıkar. Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar (çiftçiler, çobanlar…), veterinerler, kasaplar, mezbaha çalışanları, sağlık personeli özellikle risk gurubudur. Kamp ve piknik yapanlar, askerler ve korunmasız olarak yeşil alanlarda bulunanlar da risk altındadır.

Nasıl bulaşır?

Kenelerin ısırmasıyla, virüslü kenelerin kan ve salgılarıyla, KKKA hastalığına yakalanmış kişilerin ya da hayvanların kan ve vücut salgılarına temasla bulaşır.

KKKA virüs bulaştıktan ne kadar süre sonra ortaya çıkar?

Kene tarafından ısırılma ile virüsün alınmasını takiben kuluçka süresi genellikle 1-3 gündür; bu süre en fazla 9 gün olabilmektedir. Enfekte kan, ifrazat veya diğer dokulara doğrudan temas sonucu bulaşmalarda bu süre 5-6, en fazla 13 gün olabilmektedir.

Belirtileri nelerdir? 

Ateş, kırıklık, baş ağrısı, halsizlik, kanama pıhtılaşma mekanizmalarının bozulması sonucu; yüz ve göğüste kırmızı döküntüler, gözlerde kızarıklık, gövde, kol ve bacaklarda morluklar, burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan görülür. Ölüm karaciğer, böbrek ve akciğer yetmezlikleri nedeni ile olmaktadır.

Kene ısırığında ne yapılmalıdır?

Yapışan keneler ise kesinlikle öldürülmeden, ezilmeden/patlatılmadan ve kenenin  ağız kısmı koparılmadan, bir pensle doğrudan düz olarak, döndürmeden yavaşça çekilip alınmalıdır. Isırılan yere; bol sabunlu suyla yıkanıp temizlendikten sonra iyotlu antiseptik (tentürdiyot) sürülmelidir, (şayet sabunlu su bulunmaz ise alkol içeren mendiller kullanılabilinir.) Çıplak elle keneye temas edilmemeli, eğer elle tutulacaksa eldiven giyilmeli veya naylon bir poşet yardımı ile keneler toplanmalıdır. Vücuttaki kenelerin üzerine herhangi bir kimyasal madde (alkol, kolonya, gazyağı v.b) dökülmemeli, sigara veya ateş kullanarak keneler uzaklaştırılmamalıdır. Çünkü bu maddeler kenenin kusmasına sebebiyet vereceğinden hastalık bulaştırma riskini artırmaktadır.

KKKA nasıl kontrol edilir ve nasıl korunulur?

Hastalığın bulaşmasında keneler önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle kene mücadelesi önemlidir fakat oldukça da zordur.

1. İnsanlar kenelerden uzak tutulabilir ise bulaşma önlenebilir. Bu nedenle de mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekir.

2. Kenelerin yoğun olabileceği çalı, çırpı ve gür ot bulunan alanlardan uzak durulmalı, bu gibi alanlara çıplak ayak ya da kısa giysiler ile gidilmemelidir.

3. Bu alanlara av ya da görev gereği gidenlerin lastik çizme giymeleri, pantolonlarının paçalarını çorap içine almaları,

4. Görevi nedeni ile risk grubunda yer alan kişilerin, hayvan ve hasta insanların kan ve vücut sıvılarından korunmak için mutlaka eldiven, önlük, gözlük, maske v.b. giymeleri gerekmektedir.

5. Gerek insanları gerekse hayvanları kenelerden korumak için haşere kovucu ilaçlar (repellent) olarak bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir.(Bunlar sıvı, losyon, krem, katı yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup, cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek uygulanabilmektedir.)

6. Haşere kovucular hayvanların baş veya bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca bu maddelerin emdirildiği plâstik şeritler, hayvanların kulaklarına veya boynuzlarına takılabilir.

7. Kenelerin bulunduğu alanlara gidildiği zaman vücut belli aralıklarla kene için taranmalıdır.

8.Vücuda yapışmış keneler uygun bir şekilde kene ezilmeden, ağızdan veya başından  tutularak bir cımbız veya pens yardımıyla çıkartılır. Isırılan yer alkolle  temizlenmelidir. Mümkünse kenenin tanı için alkolde saklanması uygun olur.

9. Diğer canlılara ve çevreye zarar vermeden, haşere ilacı (insektisit) ile uygulamanın uygun görüldüğü durumlarda çevre ilaçlaması yapılabilir.

KKKA’nın tedavisi nedir?

Hastalığın kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Hastaya destek tedavisi yapılmalıdır.