İŞÇİLERİN TEHLİKELİ KİMYASAL MADDELERE MARUZ KALMASI KÜRESEL BİR SAĞLIK KRİZİDİR

İŞÇİLERİN TEHLİKELİ KİMYASAL MADDELERE MARUZ KALMASI KÜRESEL BİR SAĞLIK KRİZİDİR

BM’lerde insan hakları ve tehlikeli maddeler konularında özel raportör olan Baskut Tuncak işçilerin tehlikeli kimyasal maddelere maruz kalmasının “küresel bir sağlık sorunu” olduğunu söylemişti. BM Genel Kurulu’nda sunum yapan Tuncak zehirli maddelere maruz kalmayı “sömürünün kötü bir biçimi” olarak tanımladı.

Baskut Tuncak görev süresince yayınladığı ilk raporunda, “Tehlikeli maddelere maruz kalmak temelde yaşam hakkı, ayrımcılıktan kaçınmak ve bedensel bütünlüğü hakkıyla ilgili” dedi.

25 Ekim’de New York’taki raporunu sunarken “Meslek hastalıklarından her yıl iki milyondan fazla işçi ölüyor ve bir milyondan fazlasının ölüm sebebi toksik maruziyet” diyen Tuncak, durumun vehametini “Açılış konuşmamı bitirdiğim sırada iş başında bu tür risklerden yaklaşık 20 işçi öldü” diyerek belirtti.

Meslek hastalıklarından her yıl iki milyondan fazla işçi ölüyor – sadece bir milyondan fazla toksik maruziyete rağmen, Bay Tuncak 25 Ekim’de New York’taki raporu sunarken. “Açılış konuşmamı bitirdiğim zaman iş başında bu tür risklerden yaklaşık 20 işçi öldü” dedi.

Ayrıca bazı devletleri “cesur davranışlarını” vurguladı; “toksik maruziyetin sağlık üzerindeki etkilerini reddetmek için hayal edilemez çarelere başvurmak, sonucunda kuşkusuz olumsuz sağlık etkilerine yol açacak maruz kalma seviyelerini ayarlamak ya da zehirli maddelerin kötüye kullanımı için mağdurları suçlayacak kadar ileri gitmek”

Tuncak, maruz kalmayı önlemek veya en aza indirmek için her zaman alternatifler olduğunu söyledi. “Kötüye kullanım ve insan haklarının ihlali söz konusu olduğunda, devletler işletmeleri bunları benimsemeye zorlamayı seçmeli. Ne yazık ki, devletlerin büyük çoğunluğunda bu konudaki çabalar oldukça yetersiz.” dedi.

Bu 21 sayfalık rapor çevreye duyarlı idare ve tehlikeli madde ve atıkların bertarafıyla ilgili ayrıca insan hakları üzerine etkileri ele alıyor. Rapor sağlık üzerindeki kimyasal etkilerden korunma fırsatlarını anlatıyor. Ayrıca tehlikeli madde ve atkıları idare etmek için 2020 sonrası küresel bir çerçeve geliştirmek için devam eden müzakerelere de dikkat çekiyor.

Rapor aşağıdaki başlıkları da içeren bir dizi tavsiyede bulunuyor:

insan hakları ve tehlikeli maddelere maruz kalma hakkında daha geniş ve ayrıntılı bir tartışmaya duyulan ihtiyaç;
Küresel toplum, toksik maruziyetleri önlemek ve en aza indirmek için 2020 sonrası çerçeve kapsamında uluslararası bir araç benimsemelidir;
Devletler; ulusali bölgesel ve küresel düzeydeki işletmeler üzerinde yasal olarak bağlayıcı araçların geliştirilmesini desteklemeli ve aktif bir şekilde faaliyet göstermelidir.
Eylül ayında Tuncak, BM İnsan Hakları Konseyi’nin Cenevre’deki İnsan Hakları Konseyi’ne bir rapor sunarak hükümetlerin ve işletmelerin işçileri tehlikeli kimyasallara maruz kalmaktan daha iyi korumalarına yardımcı olmak için 15 ilke önerdi. Rapor, dört yıl boyunca dünyanın dört bir yanındaki endüstri ve ülkelerdeki konuyu izleyen bulguları ortaya koydu.

Baskut Tuncak bu ilkeleri sunarken mesleki toksik maruziyeti “küresel sağlık krizi” olarak tanımladı.

İlkeler, BM insan hakları ve toksik özel raportörü Baskut Tuncak’ın (resimli) bir raporunda yer alıyor BM İnsan Hakları Konseyi’nin 39. oturumuna sunulan raporda, Tuncak’ın dört yıl boyunca dünyanın dört bir yanındaki sektörlerdeki ve ülkelerdeki konuyu izleyen bulguları ortaya konuyor.

Raporda, birçok şirketin ve ulusal hükümetin, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi kapsamında işçilerin haklarını koruma görevini yerine getirmedikleri iddia ediliyor. Bunlar güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarını şart koşar.

İlkeler geniş kapsamlı;

İşletmeler ve hükümetlerin sorumlulukları ve görevleri;
çalışanların bilgiye erişimi;
işçi haklarını ihlal eden sorumluları zaptetmek için ‘çareler’
Sömürü?

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), bir işçinin zehirli kimyasallara, böcek ilaçlarına, radyasyona ve diğer tehlikeli maddelere maruz kalması yüzünden her 30 saniyede bir öldüğünü tahmin etmektedir.

Raporun yayınlanmasının ardından Kimyasal İzleme Örgütü‘ne konuşan Tuncak, bu işçi koruma eksikliğinin sömürü ve muhtemelen modern kölelik olarak görülmesi gerektiğini söyledi.

“Şirketlerin kimyasallarını tedarik zincirlerinin katmanları üzerinden takip etmelerinin pahalı olduğunun farkındayım, ancak bu bir iş görme maliyetidir. Bu sorumluluk ve ahlaki bir yükümlülük – ve bazı yargı mercilerinde yasal bir zorunluluktur.”

Tuncak raporunda “konunun öneminin, ilgili uluslararası forumlarda büyük ölçüde unutulduğunu ve itibar yitirdiğini ve bu durumun, artan endişenin karşılanmasında küresel bir ilerlemenin olmamasına yol açtığını” söyledi.

Tuncak’ın sunduğu ilkelerden bazıları, işçilerin ve devletlerin, işçilerin tehlikeli maddelere maruz kalmayla ilgili bilgilerinin erişilebilir olmasını ve hiçbir zaman gizli tutulmamasını sağlamalarını talep ediyor.

Raporda, “İşveren ve kimyasal madde tedarikçileri politikalarında bu tür bilgileri gizli tutmayacaklarını açıkça belirtmelidir” diye ekliyor.

Cezai sorumluluk

Bir ilke, hükümetlerin çalışanların tehlikeli kimyasallara maruz kalmalarına izin verme uygulamasını suçlu bulması gerektiğini söylüyor.

Rapor, “Devletler, ulusal mevzuatın, işverenlerin ve işçilerin tehlikeli olduğu bilinen ya da bilinmesi gereken maddelere maruz bırakılmasından sorumlu diğer kişilerin cezai sorumluluğunu da içerdiğini garanti etmelidir.” ve “Bu tür davaları soruşturmalı ve kovuşturmalı, işletme sahiplerinin bilerek veya ihmalkar şekilde dahil olan diğer aktörlerle birlikte sorumluluk almasını sağlamalıdırlar.” diyor.

Bu, “işletmeleri, daha az tehlikeli alternatifler yerine maruz kalmayı azaltmak için mühendislik kontrollerine geçmeye, sorumluluklarını yerine getiren daha güvenli uygulamalar geliştirmeye ve bu uygulamaları benimsemeye teşvik edecek”.

Önümüzdeki bir kaç ay içinde, Baskut Tuncak devletlerden ve diğer paydaşlardan, bu ilkelerin yasalarına, politikalarına ve prosedürlerine nasıl yansıdığına dair bilgiler toplayacak.

Bunu takiben, İnsan Hakları Konseyi’nin gelecekteki bir oturumunda, devletlerin, şirketlerin ve diğer aktörlerin uygulayabileceği bir çerçeve geliştirmek amacıyla daha ayrıntılı bir ilkeler seti sunmayı planlıyor.

Editör notu

Türkiye’de çeşitli sektörlerde kimyasal kullanımı mevcut. Kimyasal maruziyetin sebep olabileceği hastalıkların en hafifi ciltte tahriş veya deri döküntüsüyken en şiddetlisi kanser olabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 10 yıl önce yayınladığı bir istatiğe göre her yıl 200 bin insan kanser yüzünden hayatını kaybediyor. Farklı araştırma sonuçlarına göre mesleki kanserler, tüm kanserlerin %3-10’unu oluşturuyor.