Tarımsal İşgücü Talebinin En Kalabalık Nüfusu

Tarımsal İşgücü Talebinin En Kalabalık Nüfusu

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sanayileşme ve makineleşme ile birlikte tarımda da yapısal değişimler meydana gelmektedir. Makineleşme bir yandan işlenmeyen toprakların kullanıma açılması ile tarım yapılan alanların genişlemesine neden olurken, bir yandan da nüfus artışı ve miras yoluyla arazilerin parçalanmasına ve bunun sonucu olarak da tarım işletmelerinin parçalanıp  küçülmesine neden olmaktadır

Nitekim 1952 yılında 77 dekar olan ortalama işletme büyüklüğü, 1980 yılında 62 dekara ve en son yapılan 1991 Genel Tarım Sayımı Sonuçlarına göre de 57,7 dekara düşmüştür. Giderek küçülen ve ekonomik olmaktan çıkan işletme büyüklüklerinin yanında bir de topraksız aileler bulunmaktadır. Türkiye tarımında yer alan ailelerin % 30,2 si ise topraksızdır. Bunlar ya tarım işçiliği ya da kiracılık/ortakçılık yaparak geçim sağlamaktadır.

Kendi tarım işletmelerinden yeterli geliri elde edemeyen az topraklı veya topraksız aileler, geçimlerini sağlayabilmek ve çalışabilmek amacıyla daha fazla tarımsal iş olanağı bulunan yörelere gezici (mevsimlik) ve/veya geçici (günübirlik) giderek iş aramaktadır. Özellikle pamuk, fındık, çay, tütün, üzüm, havuç ve şekerpancarı tarımının yoğun olarak yapıldığı Çukurova,Karadeniz, Ege ve iç Anadolu Bölgelerine; bu bitkilerin çapa, sulama ve hasat zamanlarında Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Orta Anadolu bölgelerinden yüzbinlerce gezici ve/veya geçici tarım işçisinin aileleri ile birlikte akın ettiği görülmektedir. Bu işçiler “günübirlik” (geçici) ya da “mevsimlik” (gezici) işçi diye isimlendirilmektedir. İşgücünün yaklaşık yüzde 25’nin istihdam edildiği tarım sektöründe, özellikle gezici işçi olarak çalışan grup, tarımın kendine özgü niteliklerinden dolayı oldukça ağır koşullarda çalışmaktadır.

Genellikle işleyecek toprağı bulunmayan, yetersiz toprağa sahip olan ya da çeşitli nedenlerle bu toprakları işleyemeyen aileler, tarımsal işgücü talebi yoğun olan yerlere giderek, gezici veya geçici olarak çalışmaktadırlar. Bu işçilerin sayısı konusunda güvenilir bir istatistik veri, ulusal düzeyde bulunmamaktadır. Tarım işlerinin özelliği gereği mevsimsel iklim koşulları, teknoloji kullanım düzeyi gibi unsurların yanı sıra ülkenin içinde bulunduğu ekonomik konjonktür hareketleri de mevsimlik gezici tarım işçilerinin sayılarında değişikliğe yol açabilmektedir.

Çalışma Koşullarını İyileştirmeye Yönelik Adımlar

Mevsimlik gezici tarım işçilerinin zor koşullarda çalıştıkları bilinen bir gerçektir. İşçiler, içinde bulundukları çalışma ve sosyal hayat koşulları ile eğitim düzeyleri ve örgütlenme gibi alanlarda asgari standartları elde edebilecek durumda değildirler. Mevsimlik gezici tarım işçilerinin sorunları; eğitim, sağlık, ulaşım, güvenlik, barınma, sosyal çevreyle ilişkiler, iş ve sosyalgüvenlik vb. gibi çok boyutlu niteliktedir. Bu özelliği itibariyle, çok sayıda kurum ve kuruluş tarafından bütünsel yaklaşımdan uzak bir biçimde, kendi görev alanlarına giren konularda mevzuat düzenlemeleri yapılması, sorunlara kökten ve bütüncül çözüm getirilmesini sağlayamamaktadır.

Bu nedenle, uygulamada norm ve standardın sağlanması, kamu kurum ve kuruluşları arasında işbirliği sağlanması ve etkin ve verimli hizmet sunulması amacıyla 24.03.2010 tarihinde 2010/6 sayılı Başbakanlık Genelgesi yürürlüğe konulmuştur. Ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca tüm tarafların katılımı ile bir eylem planı hazırlanmış, Başbakanlık genelgesinin ve eylem planının uygulanmasını takip ve koordinasyonun sağlanması amacıyla Bakanlık bünyesinde “Mevsimlik Gezici Tarım İşçileri İzleme Kurulu” oluşturulmuştur.

Mevsimlik işçilerin çalışma ve sosyal güvenlik sorunlarını; iş ve sosyal sigorta kapsamı dışında sayılmaları, ücretlerin düşüklüğü ve alacakları ücretlerde anlaşmazlıklar, iş kazaları ile ilaç zehirlenmelerine karşı güvencesizlik, sağlık hizmetlerine ulaşımda yetersizlikler, çocuk ve kadın çalışma yasaklarına uymama şeklinde sıralayabiliriz.

Eğitim ve Bilgi Eksikliği

Çalışmak zorunda olan her birey içinde bulunduğu sosyal çevre tarafından tanınır. Genellikle aynı meslek mensupları ile birlikte oturmaktan, aynı yaşam biçimini ve sosyal değerleri paylaşmaktan doğan tinsel ve özdeksel yakınlıkları çalışma çağına gelen hemen hemen her bireyi çoğunluğun eğilimlerine uymaya zorlar. Gezici ve geçici işçi aileleri, gezerek ve zamanın koşullarına bağlı olarak iş bulma konusunda deneyimlerini geliştirdiklerini ve girişimlerini duruma göre yönlendirdiklerini belirtmişlerdir.

Özellikle gezici işçiler karşı karşıya bulundukları tüm zorlukları ve engelleri, meslek yapılarının bir gereği olduğuna inanmışlardır. Çok zor koşullara karşın aynı ağırlıkta ve şiddette durumlarından şikayetçi olmamaları da bir başka ilginç yönlerini yansıtmaktadır. Yaşadıkları ve içinde bulundukları durumu bir yaşam biçimi ve meslek türü olarak kabullenmişlerdir. Böyle bir topluma ait olarak doğan ve tüm ilişkileri-özellikle gezici ve geçici işçi topluluklarıyla sınırlı olan her birey, gerek içinde bulunduğu toplumun koşulları gerekse çevreyi aşacak eğitim düzeyine sahip olunamaması nedeniyle aynı koşulları kabullenmek ve yaşamak zorunda kalır. Koşulların biçimlendirdiği bu yaşam, bireye yazgı olarak yansır. Çoğu zaman içinde bulunduğu kısırdöngüyü kıracak gücü kendisinde bulamaz ve başka değerlerle pek az tanıştığından yaşam biçimini değiştirmeyi düşünemez.

Kadın İşçilerin Durumu 

Üretimin her aşamasına aktif bir biçimde katılan kadınlar, kalkınmanın olanaklarından yeterli pay alamadıkları gibi, yoksulluktan da dünyada en fazla etkilenenler arasında yer almaktadır. İşsizliğin yaygın, eğitim ve sağlık hizmetlerinin sınırlı ve dengesiz dağıldığı az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde kırsal alanlardaki kadının durumu, konumu ve sorunları ise daha dikkat çekicidir. Kırsal alandaki kadın için, üretim ve ev işlerinin birlikte yapılması, eğitim düzeyinin ve toplumsal statünün düşüklüğü, örgütlenmenin sağlanamaması, kısmi çalışma olanaklarının bulunmaması ve başta sosyal güvenlik olmak üzere çalışma yaşamı ile ilgili yasal mevzuattaki eksiklikler, önemli sorunlar olarak ortaya çıkmaktadır. Bu grup içerisinde kadın işçiler yüklenmek durumunda aldıkları sorumluluklarından dolayı, daha da ağır koşullarla karşı karşıyadır.

Gezici veya geçici konumda çalışan kadın tarım işçileri tarımsal uğraşılarının yanı sıra, ev içi rolleri açısından da ağır bir sorumluluk altındadır. Bir yandan ailenin günlük yaşam gereksinimlerini yerine getirmeye çalışan bu kadın işçiler, bir yandan da aile ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla çalışmaktadır.

İyileştirilmesi Gereken Koşullar

Mevsimlik Gezici Tarım İşçileri İzleme Kurulları yapılan faaliyetler, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri ile ilgili olarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde oluşturulan İzleme Kurulu rapora göre:

• Göç mevsiminde mevsimlik gezici tarım işçilerinin şehirlerarası ulaşımlarında demiryollarından yararlanma imkânlarının artırılması,
• Göç trafiğinin güvenliği bakımından, göç alan ve veren iller arasında ulaşım ile ilgili koordinasyon sağlanması,
• Uygun olmayan koşullarda seyahat edilmesi, konaklama/ikamet mahallinden çıkışlarından itibaren engellenmesi ve tarladan-konaklama mahalline ulaşım güvenliğinin arttırılması,
• Asgari sosyal ihtiyaçların karşılandığı barınma yerlerinin işçileri çalıştıran arazi sahibi veya işleyenlerce sağlanamadığı yerlerde mevsimlik gezici tarım işçileri için toplulaştırılmış konaklama yerlerinin tespit edilmesi,
• Toplulaştırılmış konaklama alanlarının alt ve üst yapıları uygun hale getirilecek ve bu alanlar her dönem başında kullanıma hazır bulundurulması,
• Mevsimlik gezici tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağında olan çocuklarının eğitime devam oranları artırılması,
• Özel eğitim ihtiyacı bulunan aile üyeleri tespit edilerek, eğitim olanaklarından ve “özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden” yararlanabilmeleri,
• Tarım aracılarının yapmakta oldukları mesleğe ilişkin niteliklerinin geliştirilmesi,
• Başta genç mevsimlik gezici tarım işçileri olmak üzere, mevsimlik gezici tarım işçilerinin, tarım dışındaki sektörlere yönelik niteliklerinin artırılması,
• Temel sağlık hizmetleri alanında ihtiyaç duyulan ilaçlar ve aşıların tüm ihtiyacı olan mevsimlik gezici tarım işçileri ve ailelerine temin edilmesi, En dikkat çeken önlemler arasında yer almaktadır.