Çevre kirliliğinin baş aktörleri Fabrikalar

Çevre kirliliğinin baş aktörleri Fabrikalar

Çağımızın en büyük sorunlarından biri, belki de en önemlisi olan çevre kirliliği yaşamı ve doğal hayatın devamlılığını tehdit ediyor. Çevre kirliliğine neden olan pek çok etken var. Bu etkenlerden en önemlisini belki de hızla sanayileşme çağında olmamızdan dolayı fabrikalar oluşturuyor. Fabrikalar, hava, su, toprak, görüntü ve hatta gürültü gibi bir çok kirlenmeye yol açıyor.

İnsanların doğal kaynakları aşırı ve yanlış kullanımı sonucu çevre bozulmakta ve tahrip olmaktadır. Bu durumda doğanın temel unsurları olan hava, su ve toprağın yapısı da orantılı olarak bozulmaktadır. Çevrenin bozulması veya tahrip olmasıyla başta insanlar olmak üzere, tüm canlı varlıklar zarar görmekte ve olumsuz yönde etkilenmektedirler. Bu olumsuz etkilenmeden ortaya çıkan çevre sorunlarına çevre kirliliği denilmektedir. Kısaca çevre kirliliği çevrede olmasını istemediğimiz unsurların toplamıdır. Bunların belli başlıları; hava, su, toprak, görüntü ve gürültü kirliliğidir. Doğada her şeyin bir bütün olduğunu unutmamak gerekir. Dengeyi sağlayan unsurlardan birinin kirlenmesi tüm doğanın zarar görmesine neden olur.

Bu üç çeşit kirlenmeye yol açan en büyük etkenlerden biri de tabii ki fabrikalardır. Birçok fabrika hava, su, toprak ve gürültü kirliliğine neden olmakta, gelişmiş ülkelerde bu tür fabrikaların hızla kapatılmasına gidilmektedir.

Fabrikaların bu kirlenmelere yol açmaları şu şekilde gelişir. Fabrikaların bacalarına filtre takılmaması sonucu fabrikaların bacalarından çıkan zehirli gazlar atmosfere
yükselerek temiz havanın kirlenmesine neden olur.

Asit Yağmurları ve Sera Gazları

Fabrika bacalarından, egzoz borularından çıkan gazlar atmosfere yükselmekte ve rüzgârın etkisiyle taşınmaktadır. Taşınan bu gazlar, sis ve bulutlardaki su ile birleşerek sülfürik asit ve nitrik aside dönüşmektedir. Bu asitler yağmur damlaları ile yere inerek bitkiler, toprak, canlı varlıklar, yapılar, göller, akarsular ve denizler üzerine düşmektedir. Asit yağmurlarının doğal çevredeki etkisi ve miktarları, mineral toprağın kalınlığı, jeolojik yapısı, bitki örtüsü v.b unsurlara ve kullanım biçimine bağlı olarak az veya çok olmaktadır. Fabrika ve ev bacalarından, taşıtların egzozlarından çıkan gazlardan; karbondioksit, azotoksit, metan, ozon ve kloroflor karbon gazları sera gazları olarak bilinir. Fosil yakıtların (petrol ürünleri, doğal gaz, linyit kömürü v.s.) yakılması sonucu yayılan gaz ve ısı, yer kürenin ısınmasına neden olmaktadır. Yeryüzünün daha fazla ısınmasına neden olan bu etkiye sera etkisi denmektedir. Asit yağmurları ve sera etkisidoğanın doğal dengesini bozmaktadır.

Su Kirlenmesi 

Ne yazık ki şehirler için imar planları yapılırken, bu planlar doğrultusunda fabrikaların şehir dışında yapılmaması toprak ve su kirliliğine neden oluyor. Fabrikalar, atık maddeleri arıtmadan denize veya herhangi bir su birikintisine boşalttığında, bu zehirli atıklar su birikintilerinde veya denizlerde yaşayan canlıların yaşamlarını tehdit ederler. Zehirlenen balıklar ölür, ölmeyenler ise balıkçılar tarafından tutulup sofralarımıza gelir. Buna en iyi örnek olarak nehir veyadere kenarlarına kurulan ve yüksek ısı yayan fabrikaları verebiliriz. Fabrika atık sularını belirli bir sıcaklıkta dere veya nehirlere boşaltır. Bu sular genelde ya asit tabiatlıdır ya da toksik madde içerir. Fakat boşaltılan yüksek sıcaklıktaki su, dere veya nehirlerdeki tüm canlıların ölümüne neden olur. Çünkü tatlı su canlıları sıcak sularda yaşayamazlar veyahut sıcaklığa belli bir dereceye kadar tolerans gösterebilirler. Bu noktada ise ekologların araştırmaları büyük önem taşır, çünkü tatlı sulara bırakılacak suyun sıcaklığı ve kimyasal içeriğinin hangi sınırlar dâhilinde olması gerektiğini ancak ekologlar ve çevre araştırması yapan bilim adamları belirleyebilir. Bu yüzden özellikle Avrupa ülkeleri, ağır sanayii kuruluşlarını çok sıkı bir denetim altına almış ve hatta bazı kuruluşları kapatma kararları almışlardır.

Görüntü Kirliliği 

Görüntü kirliliğinin sanayi yansıması daha kötü durumdadır. Başta cüruf fabrikaları olmak üzere bir çok fabrika dış görünüşleri, çıkardıkları duman tabakaları, bıraktıkları atıklar ve hurda yığınlarıyla görüntü kirliliğine sebep olmaktadır. Bulundukları çevreyi atıklarıyla çöplüğe çeviren bu fabrikalar kendi işletmelerinin dış görüntülerine de önem vermemektedirler.

Gürültü Kirliliği

Sanayi ve konut alanlarının beraber olmaları ve bunun oluşturduğu sorunlar yanında sanayi alanlarının yol açtığı gürültü de yadsınamayacak boyutlardadır. Büyük alan kullanımı gerektiren kuruluşlar olmalarından ve fabrikalarının işlevinden kaynaklanan ses kirliliği hem çalışanlar hem yaşayanlar için olumsuz etkiler meydana getirmektedir. Hatta bazı fabrikalar çevrede bulunan halkın psikolojisini bozacak şekilde gürültü yapmaktadır. Gürültü kaynakları termik santraller ile fabrikaların ocaklarından çıkan gürültüler şeklindedir. Fabrikaların bu gürültü kirliliğiyle mücadele etmek için sanayi kuruluşları gürültü sınırlarını normal seviyede tutmalıdır. Ayrıca termik bacanın ses çıkarması engellenmeli ve kara ve demiryollarının yakınında oturan insanlar gürültü kirliliği konusunda bilinçlendirilmelidir.

Alınacak Önlemler

• İş yerleri, fabrikalar çevreyi kirletmemek için gerekli önlemleri almalı,

• Temiz yakıt ve filtre sistemleri kurulmalı,

• Geri dönüşümü mümkün olan hammaddeler kullanılmalı,

• Personel çevre konusunda eğitilmeli,

• Yeşillendirme çalışmaları yapılmalı,

• Teknolojik yenilikler takip edilmeli ve uygulanmalı

• Yetkili kurumlardan gerekli yasal izinler mutlaka almalıdır. Denetleyici kurumlar da, bu tür yerleri sık sık denetlemelidir.