Cıva Kullanımının Kontrolü Hakkında Dünyada ve Türkiye’de Atılan Adımlar

Cıva Kullanımının Kontrolü Hakkında Dünyada ve Türkiye’de Atılan Adımlar

Gökçe KARALEZLİ 1

Özet:

Çok eski çağlardan beri insanlığın bildiği ve kullandığı bir metal olan cıva oda sıcaklığında sıvı durumda (Terg: – 38.89 °C) bulunan metallerden bir tanesidir. İnsanlara ve ekosistemlere ciddi zararlar verebilecek toksik bir maddedir.

Cıva emisyonunun üç temel sebebi vardır: Birincisi doğal sebepler, ikincisi insan kökenli sebepler, üçüncüsü ise re-emisyon. Endüstriyel atıklar (katı-sıvı-gaz), endüstriyel kazalar ile atmosfere karışan cıva ile oluşan asit yağmurları suya karışarak, planktonlar, onları yiyen küçük balıklar ve midyeler ve küçük balıklarla beslenen büyük balıklar ve deniz memelileri ile besin zincirine karışır; toprağa karışarak doğal floraya ve ekili dikili alanlara da zarar verir. Bunlarla birlikte içinde bulunduğu asit yağmurları ile açık alanda bulunan tarihi eserlere de ciddi zararlar verir. Cıva doğada kaybolmaz bir döngü halinde varlığını sürdürmeye devam eder. Bu sebeple bitki örtüsü üstündeki tortuları, su yüzeyindeki kalıntıları orman yangınları ve sel gibi olaylar sonucu tekrar yayılabilir ve zararlı etkilerini gösterebilir.

Bu denli zararlı olan cıvanın kullanımının kısıtlanması ve belli oranda durdurulması hakkında, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi uluslararası ve bölgesel örgütlerin girişimleri ve düzenlemeleri mevcuttur. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP)’nın Cıva Hakkında Minamata Sözleşmesi, Avrupa Birliği direktifleri bunlardan bazılarıdır.

Minamata Sözleşmesi 128 ülke tarafından imzalanmış ancak sadece 88 ülke tarafından onaylanmıştır. Türkiye, sözleşmeyi 2014 yılında imzalamış ancak henüz onaylamamıştır. Sözleşme kapsamında, ülkelerin bazı cıva içeren ürünlerin üretim, ithalat ve ihracatını yasaklamaları ve bunlara ilişkin atıklarını etkin bir şekilde bertaraf etmeleri, kullanılan cıva miktarını ve salımlarını azaltmaya yönelik stratejiler oluşturmaları ve büyük endüstriyel tesislerden kaynaklanan emisyonları ve salınımları azaltmak için belirli zamanlar dâhilinde yeni açılacak tesislerde Mevcut En İyi Teknolojileri kullanmaları ve mevcut tesisler için ise belirli bir plan çerçevesinde emisyonlarını azaltmaları zorunlu hale getirmektedir.

Türkiye sözleşme kapsamında üzerine düşen sorumlulukları belli mevzuat düzenlemeleri ile yerine getirmeye çabalasa da, enerji politikasının temel taşı olarak belirlediği kömürlü termik santrallerinin cıva emisyonunun en mühim kaynaklarından biri olması bu mücadelede ülkeyi oldukça geriye düşürmektedir. Ayrıca cıvalı atıklar için yeterli geri dönüşüm tesisi bulunmaması ve kullanılmayan cıva madenlerinin ıslahının tamamlanmamış olması da cıva kullanımı ile mücadelede gerekli ciddiyetin gösterilmediğini ortaya koymaktadır.

Anahtar Kelimeler: Cıva Emisyonu, Kömürlü Termik Santraller, Asit Yağmurları, Cıva Hakkında Minamata Sözleşmesi, UNEP

Makaleyi indirmek için lütfen tıklayınız.

1- A.Ü. S.B.E. Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi (Kent ve Çevre Bilimleri) Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi, E-mail: gkaralezli@ankara.edu.tr